Monday, April 6, 2009

Günün Meleği




Sürekli kötülük yapan bir insanın başına gelebilecek en kötü şey nedir?
Melek olmak!
Etrafına pislik saçıyor.
Aklından sürekli kötü şeyler geçiyor.
Bencil!
Bir sabah duş aldıktan sonra aynaya baktığında sırtındaki iki küçük şeyi fark ediyor ve anlam veremiyor.
Oysa o yavaş yavaş bir melek oluyor.
Ne kadar saklamaya çalışsa da kanatlar gitgide büyüyor büyüyor ve onu kontrol etmeye başlıyor.
Birdenbire ortaya çıkan bu kanatlar ona, kötü doğasına aykırı işler yaptırıyor.
Gözünden yaş geliyor, iyi şeyler yapmak zorunda kalıyor.
Bir de bunu kendine yediremeyip iyice deliriyor.
Kanatlarını bantla, zincirle saklamaya çalışıyor ama nafile.
Sonunda kendini, kanatları ele geçirip meşhur olmaya çalışan doktor ve bar sahibiyle kavga ederken buluyor. Aslında o kanatlarıyla ya da diğerleriyle değil ruhuyla kavga ediyor.
Bir de aşk var tabii.
Barın sahibinin sarışın güzel karısı. Karısını barın sahibinden kurtarmaya çalışırken belki de ilk kez bir kadını öpüyor o kanatlar sayesinde. Bir nevi aktarmalı uçuş.
Sonra kanatları kesip atmaya karar veriyor. Başarıyor da. Bar sahibi hemen bu mucizevi kanatlara göz dikip kendi sırtına dikiyor onları. Sonra da bütün şehirde uçup diğer bütün barları bombalıyor daha çok para kazansın diye. Evet zengin oluyor ama kanatlar kimsenin kötülük yapmasına izin vermez. Kural bu!
Bu arada bar sahibi karısını artık kanatları olmayan melekten geri almaya da kararlı. Ve erkek dediğin kadını için kavga eder sahnesi başlıyor. Bu sahne tam olarak melek ve şeytanın savaşı. Ve tabii yine kötüler kazanıyor.
Ama bitmedi. Devreye enfes bir metoforik anlatım giriyor ve ölen iyi karakter kötünün içinden hayata tekrar doğuyor. Finalde bir yatak, güneşli bir sabah, cıvıldayan minik bir kuş ve öpüşen bir çift var. Filmde tek tek elle çizilmiş muhteşem Bill Plympton kareleri var. Film Festivali başladı, festivalde Ahmaklar ve Melekler var. E daha ne olsun?
http://www.idiotsandangels.com/

No comments: